Bu çalışmamızda çocuk hastalarda uygulanan kapalı böbrek taşı ameliyatında (perkütan nefrolitotripsi) radyasyon kullanımını azaltmak amacı ile ultrasonografi kullanımımız ile ilgili deneyimlerimiz sunulmuştur. Dünyanın birçok yerinde kapalı böbrek taşı ameliyatında böbreğe giriş yapmak için radyasyon vererek görüntüleme yapan cihaz (skopi) kullanılmaktadır. Bu durum erişkin hastalarda çok fazla problem olmamakla beraber; çocuk hastaların radyasyona karşı hassasiyetleri yüksektir. Bu nedenle mümkün olduğunca ve özellikle de çocuk hastalarda radyasyonsuz (ultrasonografik) veya radyasyon düzeyi azaltılmış yöntemler kullanılmalıdır. Bu çalışmamızda 17 hastamızda ameliyat esnasında böbreğe giriş yapmak amacıyla ultrasonografi kullanımımızın başarılı sonuçları sunulmuştur. Halen aynen bu yöntemle özellikle çocuk hastaların kapalı böbrek taşı ameliyatlarında ultrasonografik girişi kullanmaktayız.
Bu çalışmamızda vücudumuzun birçok hormonlarının salgılanmasında rol alan ve çok kritik görevleri olan böbreküstü bezinin (surrenal bez=adrenal bez) tümörlerinde uyguladığımız kapalı ameliyat (Laparoskopik adrenalektomi) yöntemlerimizin sonuçlarını yayınladık. Kapalı yöntemle böbreküstü bezinin alınması ülkemizde ancak belirli merkezlerde yapılan bir ameliyat yöntemidir. Bu çalışmamızla beraber Diyarbakır ilimizde bu ameliyatı kapalı yöntemle yapılması ilk olarak ekibimiz tarafından sağlanmıştır. Bu çalışmadan sonra da toplamda 50’ye yakın hasta kapalı yöntemle ameliyat edilmiş ve ekibimiz bu konuda birçok hekime de eğitim vermiştir. Böbreküstü bezinin tümör ameliyatları açık cerrahi yöntemle yapıldığında hem daha zor olmakta, hem hasta daha uzun yatmakta hem de iyileşme süreci uzun sürmektedir. Tüm dünyada hemen hemen tüm açık ameliyatların yerini yapılabiliyor ise kapalı ameliyat yöntemleri almıştır. Kapalı ameliyatın en önemli üstünlüğü vücut dokularının normal yapısı korunduğu için iyileşme süreci çok hızlıdır. Kapalı ameliyat yöntemlerinde ameliyat daha kısa sürebilmekte, hasta daha hızlı normal yaşam faaliyetlerine dönmekte, hastada daha az yara izi olmakta, hasta hastanede daha az kalmakta, hasta ameliyat sonrasında daha az ilaç kullanmakta ve tedavi maliyetleri düşmektedir.
Bu çalışmamızda okul öncesi çağdaki çocukların kapalı böbrek taşı ameliyatında (perkütan nefrolitotripsi) keşfettiğimiz bir yöntemden bahsettik. Çok uzun yıllar çocuklardaki kapalı böbrek taşı ameliyatları yetişkinlerde kullanılan aletler ile yapılmıştır. Bu durum hem hasta hem de ameliyatı yapan doktor açısından bazı sıkıntılara yol açmıştır. Bu çalışmamızda keşfettiğimiz yöntemle; günlük pratiğimizde damardan serum vermek amacıyla kullanılan anjiocath (branül, intraket, periferik venöz kateter) ile böbreğe giriş yapmayı tanımladık. Tarif ettiğimiz bu teknik ve malzeme sayesinde; ameliyat maliyetinde azalma, hekime ameliyat esnasında konfor sağlama, ultasonografi kullanılarak çocuk hastaları radyasyondan koruma, kolay ulaşılabilir bir malzeme sağlama, 7 yaş altı çocuklarda böbreğe güvenli giriş sağlama ve kapalı böbrek taşı ameliyatında kullanılan en küçük giriş iğnesini tanımlama gibi kazanımlar olmuştur.
Bu çalışmamızda anatomik bozukluğu bulunanlarda veya kas-iskelet sistemi hastalıkları nedeniyle vücut yapısı ve şekli bozulan hastalardaki kapalı böbrek taşı ameliyatının ultrasonografi desteği ile yapılmasının sonuçlarını sunduk. Doğumsal böbrek anomalisi olan rotasyon anomalili 5 hasta, at-nalı böbreği anomalisi bulunan 5 hasta, bel eğriliği (skolyoz) bulunan 3 hasta ve ileri derecede bel eğrilikleri (kifoskolyoz) bulunan 2 hasta bu yöntem sayesinde böbreklerinde bulunan taşlardan kapalı böbrek ameliyatı (perkütan nefrolitotripsi) yöntemi ile başarılı bir şekilde kurtulmuştur. Bu deformitesi bulunan hastalara birçok merkezde yeterli deneyim olmaması nedeniyle müdahale edilememektedir. Bu çalışmamızda tarif ettiğimiz yöntemle bu tarz hastalara müdahalede yeni bir yaklaşım sağlamış olduk. Bu yazımız yayınlandıktan sonra da bu tarz deformiteleri bulunan birçok hastaya da aynı yöntemle müdahale edilmiştir. Ülkemizde bu hastaların müdahalesi konusunda referans bir merkez haline gelmiş bulunmaktayız.
Bu çalışmamızda son yıllarda özellikle çocukların böbrek taşı ameliyatında kullanılan Microperc (Mikroskobik perkütan nefrolitotripsi=Mikroskobik kapalı böbrek taşı ameliyatı)) ameliyatını kolaylaştıran bir yöntem tanımladık. Standart bir kapalı böbrek taşı ameliyatı; sırtımızdaki ciltten böbrek içerisine doğru yaklaşık 10mm (1cm) genişliğinde bir tünel oluşturularak yapılmaktadır. Bu durumda özellikle çocuklarda daha fazla olmak üzere kanama gibi bazı istenmeyen sonuçlarla karşılaşmaktayız. Bu nedenle bu ameliyatta kullanılan aletler minyatürüze edildi. Son olarak bir iğne kalınlığında (4,8f=1,6mm) olan bir alet sayesinde (microperc) bu ameliyatlar daha az komplikasyonla yapılır hale geldi. Biz de bu aletin özellikle çocuklardaki kapalı böbrek taşı ameliyatında kullanımını ciddi derecede kolaylaştıracak bir malzeme ve yöntem tanımladık. Bu yöntemimiz microperc cihazını literatüre kazandıran otörler tarafından da övgüyle karşılanmıştır. Bu yöntemi kullanarak şu ana kadar yüzlerce çocuk hastamızda kapalı böbrek taşı ameliyatını daha konforlu bir şekilde yapmış olduk.
Son yıllarda sağlık alanında ve ameliyatlarda robot kullanımı artmıştır. Özellikle ürolojik bazı kanser ameliyatlarında “da Vinci robotik sistem” kullanımı popüler hale gelmiştir. Yaptığımız bir araştırmada aslında sağlık alanında robotların kullanımının bilinenin aksine ilk olarak Diyarbakır ilinde olduğunu gördük. 1136-1206 yılları arasında Diyarbakır da yaşayan “El-Cezeri” adlı bilim adamının hastalardan alınan kanın ölçümünü sağlayan robotik sistemler tasarladığını gördük. Bu yazımızda bu robotlardan ve bu robotların kullanım alanlarından bahsederek literatüre farklı bir bakış açısı kazandırmış olduk.
Daha önceki bir çalışmamızda günlük pratiğimizde damardan serum vermek amacıyla kullanılan anjiocath (branül, intraket, periferik venöz kateter) ile böbreğe giriş yaparak mikroskobik kapalı böbrek ameliyatını (Mikroskobik perkütan nefrolitotripsi=Microperk) tanımlamıştık. Kimi zaman çok uzun süren vakalarda hem ameliyatı daha konforlu yapmak hem de hasta emniyetini sağlamak amacıyla bir drenaj tekniği de bu çalışmamızda tanımladık. Böylelikle büyük taşları bulunan çok küçük çocuk hastalarda ameliyat uzun sürecek olsa bile mikroskobik kapalı böbrek ameliyatını bu teknik sayesinde güvenli bir şekilde yapabileceğimizi görmüş olduk.
Erkek hastalarımızda kısırlığa sebep olan hastalıklar arasında sayılan varikoselin (testisin toplardamarlarının genişlemesi) bulunduğu hastalarımızın fiziki özelliklerini araştıran bir çalışmadır.
Bu çalışmamızda bel kemiklerindeki ileri derece eğriliğe bağlı olarak vücut şekil yapısı çok bozulmuş olan bir hastamızda; başarılı bir şekilde uyguladığımız kapalı böbrek taşı ameliyatımızın sonucunu sunduk. Normal bir hastada kapalı böbrek taşı ameliyatı hasta yüzüstü halde yatarken yapılmaktadır. Ancak bu ameliyatımızı farklı kılan durum; hastaya standart yüzüstü ameliyat pozisyonu verilememesine rağmen ultrasonografi yardımı ile bu ameliyatın yapılabilmiş olmasıdır.
Bu çalışmamızda Diyarbakır ilinde başlamasına vesile olduğumuz ve ekibinde yer aldığım laparoskopik kapalı ameliyatların ilk 100 tanesinin sonuçlarını yayınladık. Toplam 100 hastanın, otuz dördüne laparoskopik basit nefrektomi, 22’sine laparoskopik radikal nefrektomi, 21’ine laparoskopik böbrek kisti eksizyonu, 7’sine laparoskopik orşiektomi, 4’üne laparoskopik üreterolitotomi, 4’üne laparoskopik adrenalektomi, 3’üne laparoskopik orşiopeksi, 2’sine laparoskopik piyeloplasti, 1’ine laparoskopik nefroüreterektomi ve el yardımlı sistektomi, 1’ine laparoskopik nefroüreterektomi ve el yardımlı parsiyel sistektomi, 1’ine laparoskopik nefroüreterektomi yapıldı. Bu ameliyat sayılarımız an itibari ile 500 civarına yaklaşmıştır.
Doç.Dr.
İletişim ve randevu için aşağıdaki bağlantıları kullanabilirsiniz
Copyright 2024 holepameliyati.com © Bursa Üroloji Uzmanı Doc. Dr. Necmettin Penbegül